Merhaba!
Yepyeni bir blog sahibi olarak ben ilk yazımda kendimden bahsetmek, benim dünyamı sizlere de tanıtmak istedim.
İlk olarak ben, on beş yaşında bir lise öğrencisiyim. Hayatının tamamını modaya adamak isteyen bir oğlan çocuğuyum Bazı zorluklar ile karşılaşıyorum elbet. "Küçük" olmam nedeni ile her şeye katılmak her şeyi görmek, yaşamak istememe rağmen yapamamam benim için çok sorun oluyor. Arkadaşları top oynarken uzaktan izleyen bir çocuk gibiyim adeta. Tabii İsatnbul'da yaşasam daha çok imkanım olurdu... Onun dışında erkek olmam nedeni ile modayı sevmem sorun teşkil ediyor. Çok fazla önyargı oluşturuyor. Ki bu yüzden genelde (özellikle eskiden) bunu pek de dillendirmezdim.
Ama tabii ben kararlıyım. Çünkü hayatımda en sevdiğim ve en iyi yaptığım iş bu. Hayatımı moda ile geçirmeye seve seve razıyım. Hele şu "hayata bir kez geliyoruz" mottosu beni bu işe daha da sıkı bağlıyor. Bundan erken yaşta tamamen emin olmak da garip bir şey bir yandan...
Ben kendimi biliyorum ama. Küçükken arabalarımla, Action-Man'lerimle de oynasam en çok kuzenimin barbie bebeklerini giydirmeyi severdim. Önceden belli başlı kıyafetlerle iken gittikçe bir şeyler öğrenip kuzenimin bu bebeklerine tülden Wera Wang gelinlik, bezden Lanvin elbise yapmaya çalışır olmuştum. Ama tabi bebekler ile oynamam gizli saklı bir şeydi.
Sanal ortama geçişim ise "Stardoll" adlı bir on-line bebek oyunu ile başladı. Bu oyunda bir çok kıyafet gerçek hayattaki high Fashion kıyafetlerden esinlenildiği için bunlar ile kombin yapma fırsatım, kendimi bir stilist gibi hissetme olanağım olmuştu. Bundan dolayı da bu oyun sardı beni.
Ama kesinlikle moda aşkımın tavan yaptığı dönem Blog devrimdir. O dönem ise sevgili Pelin Ablamın (Moda ve Sosyete) mükemmel blogunu bulmam ile başladı.
Nasıl oldu hiç hatırlamıyorum Pelin Ablamın blogunu bir kere bulmuş, hayran kalmıştım. Ama salağın biri olarak kaybetmiştim! Sonra gazetede gördüğüm günü çok iyi hatırlıyorum. Haberin altında kaynakça olarak vardı blogun adı. İsmi görür görmez şimşekler çaktı tabii bende. Kaybettiğim sayfayı bulmuştum. Hemen girdim URL'yi, bir süre izlemede kaldım sonra tüm cesaretimi toplayıp bir yorum bıraktım. Sonra bir tane daha bıraktım, bir tane daha, bir tane daha... Derken bu işten o kadar hoşlanıdım ki hiç bir yazıyı kaçırmamaya çalışıyordum.
Bu blog diğer üç muhteşem insanla da tanışmamda anahtar oldu. Tuğçe Ablam (Velev ki Huysuzum), Serap Ablam, Hülya Ablam (Papiş Style). Bu dört ablam benim... Her zaman bir ablam olmasını istemişimdir ama Tanrım bana dört tane hayallerimden de güzel abla verdi. Onları öz ablam olsa bu kadar sevemezdim... Sevgimi ansiklopedilere, kitaplara, bloglara sığdıramam :). Ama şunu söyleyebilirim ki şu dünyada en en en çok sevdiğim insalrdandır onlar benim. Elimde olsa İstanbul'a, Cunda'ya, Paris'e kadar koşturucam yanlarına. Allah yakın zamanda buluşmada nasip eder inşallah...
Blog dünyasından bir de sevgili Rüya (Fashion on Board) var tabii. Rüya da o kadar tatlı, cana yakın, hoş bir kızdır ki hemen sarılasanız gelir. Böyle çok şekerdir yani. E, ben de bir süredir tanıyorum nasıl sarılma isteğim var düşünün artık ;).
Evet blog demişken bu bloga gelelim artık di' mi? İşte ben bir süre yorumcu olarak bulundum bu blog aleminde ama kafamın bir köşesinde hep vardı blog açmak. Cesaret etmedim kimi zaman üşendim. Ama açacaktım o blogu bir gün ;). E ben de kendime tarih koydum dedim yeni Personal Computer'ımı alıyım (Tercihen Macbooktu, oldu. Ama şu Adobe'ler için büyük yardıma ihtiyacım var hehehe) başlıyacağım dedim. E, işte geldi benim de bloglu olma vaktim. Bir de ilk isteğimi aldım Pelin Ablamın blogundaki bir okuyucudan. E, tek de olsa bana gaz vermez mi, hemen twitter'a yazdım ardından ablalarım ve arkadaşlarımın isteği ile işte blogum :).
Öncelikle bu blog bir moda ve lüks blogudur. Moda, lüks ve sanat ile ilgili benim görüşlerimin düşüncelerimin yer alacağı bir platform. Umarım sizler de düşüncelerinizi paylaşırsınız da tatlı sohbetlerimiz olur burada :) Güncel veya ilginç moda olaylarına, Defile yorumlarıma ve kombinlerime rastlayabilirsiniz burada. Tabi şimdilik, yoksa o konu listesi uzaaar gideeer :).
Bu arada moda dışında aklıma gelen sevdiğim şeyleri paylaşıcak olursam;
Audrey Hepburn'e bayılırım. Fransa'ya, Fransız kültürüne ve Paris'e karşı bir zaafım var. Yemek olarak İtalyan yemekleri ve Fransız tatlıları diyebilirim ( Hele Macaron, Laduree!). Müzik olarak ise Lady Gaga, Lana del Rey, Paloma Faith, Joyce Jonathan ve Edith Piaf diyebilirim. Sanat olarak aklıma ilk gelenler ise Andy Warhol, Monet, Van Gogh, Damien Hirst.
Evet sevgili okuyucularım şimdilik benden bu kadar...
Heyecanlıyım, umutluyum.