New York Fashion Week'i uzun uzadıya yazdıktan sonra daha kolay olan London Fashion Week'e başlıyorum artık. Defileleri 15 Şubat'tan itibaren defileler başlasa da o günkü Marc Jacobs defilesi 15 şubatı da NYFW'in sınırlarına katıyor. Yani biz 16-19 Şubat arasında gerçekleştiğini söyleyebiliriz. 4 büyüklerin büyük ihtimalle en sönük olanıdır. Londrasever ben de NY'tan daha sempatik duygular uyandırsa da kişisel favorilerimde de 4. sıradadır.
London Fashion Week NY ve Milano moda haftalarının arasında yer alır. Avrupa'daki üç moda haftasının başlangıcı, moda otoriteleri için okyanus aşırı bir yol demek olsa gerek... Burberry Prorsum, Tom Ford, Erdem, Mulberry, L'wren Scott, Mary Katrantzou, Mark Fast, Peter Pilotto ve Christopher Kane en beklenen koleksiyonlardı.
NY, Milan ve özellikle Paris ile karşılaştırılınca çok fazla dev marka içermese de London Fashion Week'i küçümsememek lazım ki tüm moda dünyası bu tarihlerde toplanıyor, gayet önemli markaların defilelerini içeriyor ve en başarılı dört moda haftasından biri.
Ayın 16'sı ile başlarsak eğer;
Moschino Cheap and Chic
İtalyan moda evi Moschino'nun defilelerini İngiltere'de sunan alt markası Moschino Cheap and Chic bu sezon koleksiyonlarında punk, leopar ve pembe temaları üstüne gitmişler. Markanın tasarımcılarından Francesca Rubino Londra'da olmalarının koleksiyon üstünde kesinlikle bir etkisi olduğunu söylüyor ve devam ediyor "Ama Londra'da punk yapmak, Napoli'de pizza yapmak gibi bir şey. Bundan dolayı punk sadece punk değil, punk ve couture". Gerçekten defileye baktığınızda klasik İngiliz punk tarzından çok uzak, kurdeleleri ve elbiseleri ile girly-girl bir havaya sahip olduğu söylenebilir.
Issa
Bu sezon Helayel, Issa kadınını bir safari macerasına taşımış. Rengarenk yaz koleksiyonundaki egzotik desenleri ile yağmur ormanlarından kopmuş gelmiş parçalarının ardından etnik desenler, kahverengi ve ona yakışan renkler ile savanları ve afrikayı andırıyor...
House of Holland
Renkleri bol tasarımcı Holland'ın koleksiyonunda tarz yelpazesi de geniş. 60'ların Mod parçaları, 90'ların grunge tarzı ve değişmeyen kadınsı lady formlar... Bu koleksiyonunda işleme ve desen olarak da sigara, martini, haplar ve Henry Holland'ın H'lerini görmek de mümkün.
İkinci gün;
Mulberry
Kızına uyku öncesi hikaye okuyan bir ingiliz asilzadesi, masallardaki dev çiçeklerin arasında koyu renkler, krem ve patlayan sarı ile. Tartanlarıyla ingiliz kokan parçaların yanında, oversize bazen koyu renklerin altında kalmış olsa da tatlı parçalardan oluşan defilede poodle'lar Cara Delevingne'i bile sollayarak en ilgi çeken mankenler oldu!
Temperley London
Tamamen alakasız konuların çarpışmasıyla oluşan bir koleksiyon olmuş. 50'lerin kremler içerisindeki lady chicleri, 20'lerin altın art deco tarzı, süslü hindu kültürü ve oradan gelen yeşil, günümüz modern kadınının elektrik mavisi ve kesimleri... Hepsi birden nasıl bu kadar uyumlu kalabilmiş ben de bilmiyorum, onu Alice Temperley bilir.
L'wren Scott
Tüm defile adeta bir Gustav Klimt sergisi. Benim en sevdiğim ressamlardan biri olan Klimt'in birebir desenleri her tarafta! "Klimt'in Adele olduğu kadar ben de işime aşığım." diyor L'wren Scott, ha bir de tabii ki Mick Jagger'a :) NYFW'de gördüğümüz Tory Burch koleksiyonundan Adele Bloch Bauer'e bir çok günlük kıyafet çıkarken Scott da ona kırmızı halı kıyafetlerini hediye ediyor.
Vivienne Westwood Red Label
Vivienne Westwood'un Red Label'inde hanım hanımcık kadınlar çıldırmış! Feminen kıyafetleri, maskulen takımları deforme olmuş, renkleri yerini pek kitsch biraz punk desen ve renklere bırakmış. Westwood yaz sezonunun Red Label kadınlarına, kış sezonunda tam anlamıyla akıllarını kaçırtmış, anarşist havasını geri getirmiş!
Mark Fast
Mark Fast bu sezon sadece on parçadan oluşan bir koleksiyon çıkardı. Mark Fast denilince akla ilk gelen şeylerden -örgü ve tüy- oluşan koleksiyon Fast'in hayatındaki melankolik zamanlardan ortaya çıkmış. Zor zamanlarındaki güzelliği kıyafetlere yansıtmaya çalıştığını söylemiş Mark Fast.
Mary Katrantzou
Rengarenk koleksiyonları ile bildiğimiz Mary Katrantzou gelecek kış sezonu için o kadar da renkli düşünmüyor. Hatta hiç renkli düşünmüyor da diyebiliriz. Siyah-beyaz fotoğraflar, kimi yerde elle renklendirilmeye çalışılmış ama vazgeçilmiş siyah-beyaz Japonya fotoğrafları defilenin ana temasını oluşturuyor. Ama bu defilenin vurucu noktaları baskıları değil, avantgarde formları! Zaten kalıp konusunda çok başarılı olan Mary Katrantzou bu sefer kalıpları kırarak asimetrik ilginç formlu parçalar çıkarmış.
Jonathan Saunders
60'ların feministlerine karşı 90'ların provokatörleri... Kabanları ve süveterleriyle feministlerin yanında transparanları, büstiyerleri, derileri ile provokatörler; renkler ise kahverengi, haki, siyah gibi koyu ve mavi, yeşil, kırmızı gibi canlı. Desenlerinde de sarmaşıklar ön planda yer alıyor.
Matthew Wiliamson
Yaz sezonunda da yaptığı gibi Matthew Wiliamson bu sezon da bohem ve moderni birleştirmiş. Bu sefer daha da geometrik form ve desenlerle başlayan Wiliamson kilim desenleri ile devam edip sonda modern ve boheme glami de ekleyerek bitirmiş.
Paul Smith
Sir Paul Smith erkek giyimdeki tecrübesini her sezon kadın giyimine de aktarır. Ama bu sezon pantolonlara daha da önem verilmiş. Defilede canlı renkler, salon temalı baskılar, geometrik desenler, fırfırlar ve transparanlar da dikkat çekiyor. Aynı zamanda pantolonları da daha kadınsı yapıyorlar.
üçüncü gün;
Peter Pilotto
Defilenin başlarında Peter Pilotto'nun desenlerinin yerine daha düz, formlarıyla dikkat çeken tropikal renklerde parçalar vardı. 3-4 sezondur popüler olan bildiğimiz Peter Pilotto ise defilenin ortalarında göründü. İlk looklarda da desenleri azar azar görünmüş olsa da bol desenli, kargaşasız bir karmaşa içindeki oturan elbiseler görülmeye başlayınca yine ünlülerin üstünde bolca göreceğime emin oldum. Ceketlerde ise geniş, oversize bir kesim uygulamışlar.
Antonio Berardi
Berardi koleksiyonunun ilhamının Brezilya'nın havadan çekilmiş fotoğrafları olduğunu söylemiş. Mimari formlarının yanında mavi ve mor gibi brezilyalı renklerin işlendiği koleksiyon modern ve rafine bir şıklık sunuyor. İşemeler ve desenler de zengin ve başarılı.
Christopher Kane
Kane'in koleksiyonu için teması insan beyni. Evet bunu sadece MR baskısından değil, nöron benzeri tüyler, beyin kıvrımlarını ve aralarındaki DNA'nın fermuarımsı şeklini andıran cut-out elbiseler de gösteriyor. Modern bilimi küpik desenli elbiseler, san psikolojisinin iniş çıkışlarını solmuş çiçekler veriyor.
Erdem
Mary Katrantzou gibi Erdem Moralıoğlu da daha siyah-koyu renkler ağırlıklı bir defile hazırlamış. Ama Erdem, Katrantzou'dan farklı olarak rengarenk floral desenlerinden tamamen vazgeçememiş. Her zaman sevdiğimiz Erdem parçaları, transparan ve hanım hanımcık parçalarına bu sefer tüyler ve az biraz gotiklik eklenmiş.
Burberry Prorsum
Burberry büyük ihtimalle medyada en çok konuşulan defilelere sahip. Özelikle sosyal medyada büyük bir güç halinde. Çok iyi bir pazarlamaya sahip olan marka yaz sezonundaki metalik renklerden sonra bu sezonda bakırı ve altın rengini kullanmış. Ve tabii ki ikonik Burberry krem ve bejleri... Erkek defilesinde gördüğümüz kırmızılar, siyahlar; kalp ve leopar desenleri de çok etkin. Ama erkekden farklı olarak metal halkalar da defilenin pek önemli detaylarından. Şahsen Bailey'nin son iki sezondur ayakkabılar da feci battığını düşünsem - bu defilede aynı zamanda çantalarda da - de Burberry'nin geleneksel trenchlerine kattığı tasarım hava gerçekten işe yarıyor. Aynı zamanda elbiselerinde de atak gösteren Burberry kışın da çok tercih edileceğe benziyor.
Giles
Giles'in bu defilesinde aşırı dozdan ölmüş ve cennet-cehennem arasında kalmış, mankenler. Dore, beyaz ve uçuk pembede cenneti görürken; canlı pembe ve siyahta cehennemim ilginç çekiciliğini görüyoruz. Kıyafetlerde 1800'lerin havası çok etkili. Ya da hepsi morfinin etkileri...
Tom Ford
Tom Ford moda dünyasına ne güzel bir geri dönüş yaptı derken önümüzdeki kış sezonu için tamamen rüküş bir defile çıkardı. Adama nazar mı değdi ne? Zebra renkleri, leopar desenleri, canlı rengarenk çiçek ve pop temalı işlemeler, kitsch kürkler ve transparanlar. Hiç olmamış bir koleksiyon ama yine insanların üstünde çokca göreceğimize eminim. Gece kıyafetleri fena değil, güzel elbiseler var ama o leopar desenli ceketler birer facia.
J.W. Anderson
Anderson bu sezon hastane kıyafetlerine kendi modern, marjinal ve pop havasını getirmiş. Naylon pantolonlar, arkası önüne, üst aşağısına kaymış ameliyat giysileri, pop desenleri ve kimi yerde rahibe kıyafetlerini andıran elbiseler kış defilesini oluşturuyor.
Dördüncü gün
Roksanda Ilincic
Kış için beklenmedik bir şey yapmak isteyen Ilincic pembe rengini bu yüzden kullanmış. Açık pembe ve beyaz ile başlayan defile sonlara doğru koyu renklere dönse de patlayan renkleri ile süslenmeye devam ediyor. Kollar bol, etekler diz altı, hep feminen.
Meadham Kirchhoff
Çılgın tasarımcılardan yine ilginç bir koleksiyon. Önceki sezonlar kadar renkli - hatta renksiz - ve onlar kadar delice olmasa da derileri, plastik taçları, duvakları, hizmetçi havalı elbiseleri ile yine değişik. Ceketlere, pantolonlara ve elbiselere baktığımız zaman bence koleksiyonun ilhamı kesinlikle Karl Lagerfeld'in tasarımlarıydı. Renkler de bunu destekliyor gibi...
İkinci moda haftası olan Londra'nın overviewunu da böylece yazmış oldum. Geç kaldım zaman kaybetmeden Milan'ı yazmaya koyuluyorum bu arada siz de yorum bırakırsanız ne mutlu bana :)
xxxx
13 yorum:
Herşeye rağmen Tom Ford diyorum :)) Çamurdan olsun Tom Ford olsun misali rüküşte olsa Tom Ford işte :)) Bir de Cristopher Kane'yi çok beğendim..
@Selin Artun, Benim de böyle dediğime bakma arada çok güzel parçaları var ama genel anlamda bence ı-hı kötü :) Benimiler ise Katrantzou, berardi ve Erdem :)
I hope you'll do a review in Voge Turkey when I present my collection in LFW 202X :DDD
Blogun oldugunu ne yazik ki yeni ogrendim.Yazilarini okumak cok keyifli.Sanirim her sabah ilk bakacagim bloglardan biri olucaksin benim icin:)
Ozge
@Met
I hope so! But I'd rather Vogue US ( Dreaming way too big ) :D
@Özge çok teşekkürler :) O sabah ilk iş olayını kendimden biliyorum ve tekrar teşekkür ediyorum :)
Vogue usa would be a lot better lol :D
Çok güzel tasarımlar var. Bloğunu izlemeye aldım ben de bloğuma beklerim. www.bakbuharika.com
peter pilotto ve antonio berardi'nin tasarımlarından sonra gözüm başka kimseyi görmez ki ^-^
Wooouw! Etkilendim konuyu işleyiş biçiminden. Zevk ile takip ediyorum sevgili Fazılhan.
Sevgilerle;
efegeozden.
@Bak Bu Harika Teşekkürler, bakıyorum :)
@What's next
Antonio Berard mükemmel olmamış mı? *-*
@Efe Ege Özden
Hahaha teşekkürler :)
Yorum Gönder